|
|
Işığın Kaynağı Düşün Sanat Dergisinin 7 sayısında Editör’de şöyle.
Merhaba...
Demişti.
Kan deryası içindeyiz. Sistemin yetiştirmiş olduğu “bilgili canavarlar, eğitimli psikopatların yürüdüğü her yolun dört bir yanı ateş altında. Ölüm o denli sıradanlaşmış ki, hepimiz katliamları, vahşeti kanıksamış durumdayız. Patlayan bombalar, yanan evler, tarumar edilmiş yaşam, bebeklerin ölüsü kıyılara vururken bile ne vicdanımız sızlıyor ne de rahatsızlık duyuyoruz. Bu vahşete sözde ağladığını söyleyenler bile bu durumdan siyasal bir rant elde etmenin derdindedir. Sözde şehitlerimizle övünürken, ölenin bedenine basarak yükselmenin hesabı içinde olmak nasıl bir ruh halidir?
Kan deryası içindeyiz. Sistemin yetiştirmiş olduğu “bilgili canavarlar, eğitimli psikopatlar”ın yürüdüğü her yolun dört bir yanı ateş altında. Ölüm o denli sıradanlaşmış ki, hepimiz katliamları, vahşeti kanıksamış durumdayız. Patlayan bombalar, yanan evler, tarumar edilmiş yaşam, bebeklerin ölüsü kıyılara vururken bile ne vicdanımız sızlıyor ne de rahatsızlık duyuyoruz. Bu vahşete sözde ağladığını söyleyenler bile bu durumdan siyasal bir rant elde etmenin derdindedir. Sözde şehitlerimizle övünürken, ölenin bedenine basarak yükselmenin hesabı içinde olmak nasıl bir ruh halidir?
Medeniyet can çekişiyor. Siyasal tepişmelerin, güce hayranlığın yarattığı yıkım arasında yaşamak nasıl bir duygu? Böylesi koşullarda bile tüketim çılgınlığı, gösteriş budalalığı, mevki hastalığı mikrobu, ünvan sersemliğinin içinde olan düşünür sanatçılarımız nicedir?
Düşünürler ve sanatçılar toplum sorunlarına duyarlı olandır. Ne dar siyasetin içinde güce esir düşmeli ne de yaşamdan kopuk olmalıdır. Üzülerek belirtmeliyim ki sözde düşünür ve sanatçılarımız bu iki eğilimin içinde debelenip durmaktadır.......... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|